10 Aralık 2011 Cumartesi

Solaris

" Bilim mi? Saçmalık… Bu durumda vasatlık ve deha eşit derecede yararsız. Uzayı keşfetmeye ilgimiz yok. Sadece dünyayı uzayın sınırlarına kadar genişletmek istiyoruz. Başka dünyalarla ne yapacağımızı bilmiyoruz. Diğer dünyalara ihtiyacımız yok. Aynaya ihtiyacımız var sadece. Bir temas olsun diye debeleniyoruz ama asla olmayacak. Aptal bir çıkmazdayız çünkü aslında hem ihtiyaç duymadığımız, hem de korktuğumuz bir hedefe ulaşmaya çalışıyoruz. İnsan sadece insana ihtiyaç duyar. ''

Geçmişi yok sayarak onun hakkında konuşamazsınız...
Kırık kalmış birçok hatıra, silinemeyen-vazgeçilemeyen geçmiş. Her seferinde karşımıza çıkan, belleğe kazınmış dinmeyen vicdanın sesi bu.Yüzleşmeliyiz geçmişimizle.Başka çıkar yolu yok.
Geçmiş olmasaydı hayat ne kadar anlamlı olabilirdi ki? Neden ondan kurtulmaya çalışalım? Kris'in de istediği buydu belkide. Gerçek geçmişi olmasada yeniden yaşamak güzeldi.Şimdi ondan kurtulmak niye? Belkide orda kalmalıydı, devam etmeliydi.Kendi gerçekliğini bulmuştu.Aksi halde hiçbir şey eskisi gibi olmazdı. Dünyaya dönseydi eski Kris olabilir miydi artık? Deliliği seçmekti en iyisi olan.

İnsanı anlatan bir bilim-kurgu eseri.Türünün aksine olağan-dışı yaratıklar, gülünç kostümler seçmek yerine tamamiyle insan odaklı. İnsanın varoluşunda ki bencilliği gözler önüne seren bir başyapıt.Mükemmelliye ulaşma çabasındaki nicelerin, Rab'bın bir lütfu karşısında ki acizlik ve onun üstünlüğü karşısında hissedilen eziklik, vicdanından kurtulamamış bir insanın kendisini bulmasıyla aktarılmış.Bach'in ihtişamlı eserlerinden biri ile mest etmeyide ihmal etmemiş usta. Gelde etkilenme...
Odaklan.Kendi göz bakışımız gibi ustaca yapılmış kamera açıları...Etrafı kendi gözümüzden görürcesine mükemmel bir profesyonellik söz konusu.Her şeyiyle muazzam, Hollywood'un aksine insanın kendisi ile yapılacak en iyi bilim-kurgu filmi Solaris.Tek üzüldüğüm şey ise Büyük Ustanın malesef tüm filmlerini artık bitirmiş olmam...

[ A+ ]


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder